7 Haziran 2011 Salı

Rahmetli'yi Nasıl Bilirdiniz?

Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere güzel ülkem de 22 Ağustos günü internet'in "ölüm günüdür." 22 Ağustos'ta artık insanlar rahat rahat porno izleyemeyecek, sözlükler de yazamayacak, blogları takip edemeyecek ve en önemlisi de internet kullanıcıları artık fişlenecek.

Ben filtreler konusunda uzun uzadıya yazmayacağım, gelecek filtrelerin ne olduğunu ya da ne olmadığını Google'a aratırsanız onlarca ve hatta yüzlerce makale, fikir, görüş vs. hepsini bulabilirsiniz. Bir de oturup ben yazmayayım..

İnternet demek özgürlük demektir, insanlar rahat rahat istediği bilgiye ulaşması demektir. Eğer bu porno izlemek ise bırakın izlesinler, eğer bu insanların düşünmelerini sağlamak ise bırakın düşünsünler ya da aptal aptal "sörf" yapmak ise bırakınız yapsınlar. Öncelikle şunu tartışmamız gerekiyor bazı şeyleri anlamak için. 22 Ağustos'ta uygulanacak olan bu sistem bir sansür müdür yoksa "filtreleme" midir..? Bana soracak olursanız bence bu ikisi de değildir, yeni sistem insanları fişlemek üzerine kurulacak.

Devlet ya da BTK artık her ne zıkkımsa bu olayı çok farklı yorumluyor. İnterneti kullanan bazı kişiler olayın tamamen porno ya da erotik yayın yapan sitelere olduğunu belirtseler de işin aslı sadece öyle değil. Yani porno ve erotik sitelerle birlikte bir sürü site de kapatılacak. Bu da devletin vatandaşına, "sadece benim istediğim sitelere gireceksin, aman haa sakın ola ki farklı sitelere gireyim deme. Yoksa fişlenirsin!" söylediği/söyleyeceği şeydir.

Şimdi devlet/BTK yine diyor ki; çocukları ve gençleri koruyacağız bu sistemle. Hadi lan ordan! Belki ben eşimle birlikte porno izlemek istiyorum, sanane bundan. Keyfim ve zevkimin kâhyası mısın sen! 14 yaşındaki kızlara cinsel taciz de bulunan 70 yaşındaki şerefsizler elini kolunu sallayarak gezer, devlet hiç bir şey yapmaz ama konu internet olunca "gençler ve çocukları koruyoruz" derler.. Bu mudur yani "İleri Demokrasi!" Eğer buysa, sağolun ama ben almayayım!

Biliyorsunuz geçen ay büyük bir tepki verildi bu konuda. Binlerce kişi internette özgürlük için sokağa döküldü. Binlerce insan yine internet üzerinden örgütlendi bu olay için. Ancak bu konu da hâlâ "yetkili" kişilerden bir açıklama gelmedi. Zaten sular da biraz duruldu sanki, o zamanlar herkes bir şeyler yazıyordu. Mühim olan hâlâ sesini çıkarabilmek, bu konu da bir şeyler söyleyebilmek..

Bu konuyu tekrardan ele almak kaydıyla yazıyı noktalamak istiyorum. Esasında çok doluyum bu konu da, bir bu kadar daha yazacak güçteyim ama zaman/mekan konusunda sıkıntı çektiğim için bu kadarla yetineceğiz. Bir daha ki sefere tekrardan "yazabilmek" dileğiyle. Tabii hâlâ o zamana kadar internet rahmetli olmazsa.. Son olarak Carl Sagan'ın muhteşem sözü ve sansür için hazırlanmış küçük ama bir o kadar da etkili bir video ile veda edelim.. Bir daha ki sefer görüşebilmek ümidiyle, hadi eyvallah..

"...bilgiyi sansürlemek, insanlara ne düşünmeleri gerektiğini, hangi düşüncelerin yasak olduğunu ve hangi kanıt dizisinin peşine düşülmeyeceğini söylemek, düşünce polisine, aptalca ve yetersiz karar alma mekanizmasına sarılarak, uzun vadede çöküşe yol açmak demektir."

Carl Sagan

İnternet filtrelenemez, kapatılamaz!

http://www.youtube.com/watch?v=0unnxsGPOoQ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder